Şeker Kavanozu

Bir zamanlar, tatlı yemeyi çok seven Burak adında bir çocuk yaşardı. Burak, özellikle annesinin mutfaktaki büyük cam kavanoza doldurduğu rengarenk şekerlere bayılırdı. O kavanozun kapağı açıldığında yayılan hafif vanilyalı, meyveli kokular bile onu heyecanlandırırdı. Ama annesi ve babası ona her zaman “Çok fazla şeker yemek iyi değildir” derdi ve günde sadece bir tane almasına izin verirdi.

Burak, bazen mutfağa gidip kavanozun önünde durur, içindeki şekerlere uzun uzun bakardı. Kırmızı, sarı, turuncu… Hepsi o kadar güzel görünüyordu ki! Ama sadece bir tane alabilmek onu hiç tatmin etmiyordu.

Bir gün, anne ve babası alışverişe gitmişti. Burak evde yalnızdı ve işte o kavanoz gözlerinin önünde duruyordu! Bir plan yaptı. Eğer kavanozu alıp dışarıda yerse, kimse fark etmezdi!


Şekerlerle Dolu Bir Gün

Burak, mutfağa sessizce gitti, kavanozun kapağını açtı ve içindeki bütün şekerleri küçük bir torbaya doldurdu. Sonra hızlıca bahçeye çıktı ve en sevdiği köşeye oturdu.

Önce bir tane attı ağzına. Ah, harikaydı! Ardından bir tane daha, sonra bir tane daha… Derken, elleri durmadan şekerleri ağzına götürmeye başladı. Portakallı, çilekli, limonlu… Hepsinin tadını çok seviyordu ve durmak istemiyordu.

“Bir tane daha yiyeyim… Oh, bu çok güzeldi! Bir tane daha… Bir tane daha…”

Farkında bile olmadan torbadaki tüm şekerleri bitirmişti! Karnı hafifçe şişmişti ama şimdilik kötü hissetmiyordu. “Hiç de kötü bir şey olmadı!” diye düşündü ve oyun oynamaya devam etti.

Ama akşam olduğunda, her şey değişmeye başladı.


Büyük Pişmanlık

Burak akşam yemeğine oturduğunda, annesi onun iştahsız olduğunu fark etti. “Burak, yemek yemeyecek misin?” diye sordu. Ama Burak başını iki yana salladı. “Karnım biraz garip hissediyor…”

Babası meraklandı. “Garip mi? Hasta mı oluyorsun?”

Tam o sırada Burak’ın karnı şiddetli bir şekilde ağrımaya başladı!

“Ahh, çok kötü hissediyorum!” diye inledi. Karnına sarıldı ve yüzü buruştu.

Annesi endişeyle yanına geldi. “Ne oldu tatlım? Gün boyunca bir şey mi yedin?”

Burak bir an durdu. Ne diyeceğini bilemedi. Ama karnı o kadar ağrıyordu ki, sonunda itiraf etti:

“Şey… Ben… Bugün şeker kavanozunu alıp hepsini yedim!”

Annesi ve babası şaşkın bir şekilde birbirlerine baktılar. Babası “Bütün kavanozu mu?” diye sordu.

Burak utançla başını salladı. “Evet… Durduramadım kendimi… Ama şimdi karnım çok ağrıyor!”

Annesi üzgün bir şekilde başını salladı. “Burak’cığım, işte bu yüzden sana fazla şeker yemenin iyi olmadığını söylüyorduk.”

Burak başını öne eğdi. Artık gerçekten pişmandı. “Keşke dinleseydim…” diye mırıldandı.


Gece Boyunca Mide Sancısı

Burak yatağına yattığında hala çok kötü hissediyordu. Karnı sancılar içindeydi. Annesi ona ılık bir bitki çayı içirdi ve yanına oturdu.

“Şeker çok lezzetli olabilir ama fazlası seni hasta eder. Her şeyin bir sınırı olmalı, değil mi?” diye sordu.

Burak uykulu gözlerle annesine baktı ve başını salladı. “Evet anne, bundan sonra söz veriyorum… Şeker kavanozuna izinsiz dokunmayacağım.”

Gece boyunca biraz daha sancı çekti ama sabaha doğru iyileşmeye başladı. Gözlerini açtığında yeniden enerji doluydu ama artık bir şeyden emindi: Çok fazla şeker yemek iyi bir fikir değildi!


Bir Ders Almak

Ertesi gün annesi mutfakta yemek yaparken Burak sessizce yanına gitti. “Anne, şeker kavanozu nerede?” diye sordu.

Annesi gülümsedi. “Neden soruyorsun?”

Burak hafifçe gülümsedi. “Sadece bir tane yemek istiyorum. Ama bu kez izin alıyorum.”

Annesi memnuniyetle başını salladı ve kavanozdan sadece bir şeker çıkardı. “İşte, şimdi doğru olanı yaptın.”

Burak şekeri yavaşça ağzına attı ve tatlı tadını hissetti. Ama bu kez durmayı bildi.

O günden sonra, şeker yemek konusunda her zaman dikkatli oldu ve hiçbir zaman bir kavanoz dolusu şeker yeme hatasını tekrarlamadı.

SON

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir