Kurt ve Yedi Küçük Oğlak

Bir varmış, bir yokmuş…

Bir zamanlar, ormanın kenarında yaşayan bir keçi ve onun yedi küçük yavrusu varmış. Anne keçi yavrularını çok severmiş ve her zaman onları koruyup kollarmış. Bir gün, yiyecek bulmak için ormana gitmesi gerekmiş. Gitmeden önce yedi küçük oğlağı etrafına toplamış ve onlara şöyle demiş:

“Sevgili yavrularım, ben ormandayken kapıyı kimseye açmayın! Özellikle de kurda dikkat edin! Kendini farklı gösterebilir ama onu kalın, kaba sesinden ve siyah pençelerinden tanıyabilirsiniz.”

Oğlaklar annelerinin sözünü dikkatlice dinlemişler ve başlarını sallayarak “Tamam anne, kapıyı kimseye açmayacağız,” demişler.

Kurnaz Kurt Kapıyı Çalıyor

Anne keçi ormana gidince, aç bir kurt hemen eve doğru yaklaşmış. Kapıyı çalıp ince bir sesle şöyle demiş:

“Sevgili yavrularım, açın kapıyı! Ben sizin annenizim, size yiyecek getirdim.”

Ama en küçük oğlak pencereye tırmanıp dışarı bakmış ve kalın, kaba sesi duyunca hemen kardeşlerine bağırmış:

“Bu bizim annemiz değil! Annemizin sesi yumuşak ve tatlıydı. Bu ses ise çok kalın ve kaba!”

Kurt bunu duyunca hemen bir dükkâna gitmiş ve sesini inceltmek için bir şişe bal alıp içmiş. Sonra tekrar kapıya gelip, bu kez tatlı bir sesle konuşmuş:

“Sevgili yavrularım, açın kapıyı! Ben sizin annenizim, size yiyecek getirdim.”

Fakat oğlaklar bu kez de kapının altından kurdun siyah pençelerini görmüşler ve bağırmışlar:

“Hayır! Sen bizim annemiz değilsin! Annemizin ayakları beyazdı, seninkiler siyah!”

Kurnaz kurt hemen bir un çuvalına gidip ayaklarını beyaza boyamış. Sonra tekrar eve dönmüş ve kapıyı çalıp tatlı bir sesle konuşmuş:

“Sevgili yavrularım, açın kapıyı! Ben sizin annenizim.”

Oğlaklar bu kez kapının altından baktıklarında beyaz ayakları görmüşler. Annelerinin geldiğini sanarak hemen kapıyı açmışlar. Ama tam kapı açılır açılmaz, içeriye aç kurt dalmış!

Oğlaklar Kurtulmaya Çalışıyor

Oğlaklar korkuyla kaçışmaya başlamışlar. Biri yatağın altına saklanmış, biri dolaba girmiş, biri sobanın arkasına, biri mutfak tezgâhının altına, biri fıçının içine, biri perdeye sarılmış. En küçük oğlak ise büyük bir saat kutusunun içine gizlenmiş.

Ancak kurt, onları tek tek bulup yutmuş! Sadece saat kutusunun içindeki en küçük oğlak fark edilmeden saklanabilmiş.

Anne Keçi Döndüğünde

Kısa bir süre sonra anne keçi eve dönmüş. Kapıyı açık bulunca, içerideki dağınıklığı görüp endişelenmiş. “Yavrularım, neredesiniz?” diye seslenmiş ama hiç cevap alamamış.

Tam o sırada, küçük oğlak saat kutusundan dışarı çıkmış ve her şeyi annesine anlatmış. Anne keçi gözyaşlarına boğulmuş ama hemen güçlü durup, “Kurt nereye gitti?” diye sormuş.

Küçük oğlak, kurdun bahçedeki ağacın altında uyuduğunu söylemiş. Anne keçi hemen mutfağa gidip bir makas, bir iğne ve iplik almış ve yavrusuyla birlikte sessizce bahçeye gitmişler.

Anne Keçi Kurtu Cezalandırıyor

Kurt ağacın altında horul horul uyuyormuş. Anne keçi yavaşça yaklaşarak elindeki makasla karnını dikkatlice açmış. İçerideki oğlaklar sağ salim çıkmışlar! Çünkü kurt onları çiğnemeden yutmuştu!

Oğlaklar sevinçle annelerine sarılmış. Anne keçi, “Şimdi bu kurdu cezalandıracağız,” demiş. Oğlaklara, hızla büyük taşlar getirip kurdun karnına yerleştirmelerini söylemiş. Sonra karnını tekrar dikmişler.

Kurdun Dersi

Bir süre sonra kurt uyanmış. Karnı ağırlaşmış ve çok susamış. Çeşmeye doğru yürürken, “Bu ne böyle? Midem neden bu kadar ağır?” diye mırıldanmış. Çeşmeye eğildiğinde, taşların ağırlığına dayanamayarak suya düşmüş ve derin sulara gömülmüş.

Bunu gören yedi küçük oğlak sevinçle dans etmişler. Anne keçi de onları kucaklamış ve “Artık güvendesiniz, yavrularım,” demiş.

O günden sonra oğlaklar annelerinin sözünü her zaman dinlemiş ve ormanda daha dikkatli olmuşlar.

Ve böylece, anne keçi ve yedi küçük oğlak mutlu mesut yaşamışlar.

SON

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir