Kreşte İlk Gün

Buse, minicik elleriyle oyuncak bebeğini sıkıca tutmuş, yatağında dönüp duruyordu. Gece olmuştu ama gözleri bir türlü kapanmıyordu. Ertesi gün kreşe başlayacaktı ve bu düşünce onu hem heyecanlandırıyor hem de birazcık korkutuyordu.

Annesi yanına geldi, saçlarını nazikçe okşadı ve gülümsedi. “Neden hala uyumadın tatlım?” diye sordu.

Buse battaniyesini biraz yukarı çekti ve mırıldandı. “Anne, ya kimse benimle oynamazsa? Ya öğretmenim beni sevmezse?”

Babası da odaya geldi, yatağın kenarına oturdu. “Buse’ciğim, sen çok tatlı, akıllı ve iyi bir kızsın. Emin ol, öğretmenin de arkadaşların da seni çok sevecek.”

Annesi nazik bir sesle ekledi: “Hem biliyor musun, kreşte birçok yeni oyun öğreneceksin, şarkılar söyleyeceksin, boyamalar yapacaksın. Harika vakit geçireceksin!”

Buse biraz rahatlamıştı ama yine de kalbi hızlı çarpıyordu. Annesi gülümseyerek “Hadi, gözlerini kapat ve tatlı rüyalar gör. Sabah olduğunda her şey harika olacak.” dedi. Babası da yanağına bir öpücük kondurdu ve odasından çıktılar.

Buse gözlerini kapatmaya çalıştı ama düşünceler bir türlü durmuyordu. Sonunda oyuncak bebeğini kucağına aldı, annesinin söylediği şarkıyı hatırladı ve tatlı bir uykuya daldı.


Sabahın Heyecanı

Sabah olduğunda Buse, odasına dolan güneş ışıklarıyla uyandı. Yatağından kalktığında bir an için içini yine bir heyecan kapladı ama annesi ona güzelce ütülenmiş, renkli çiçek desenli kreş kıyafetini gösterdiğinde yüzü aydınlandı.

“Bugün büyük gün!” dedi annesi neşeyle.

Buse hızla hazırlanıp kahvaltıya oturdu. Babası ona göz kırptı. “Hazır mısın prenses?”

Buse heyecanla başını salladı ama içinden “Gerçekten hazır mıyım?” diye sormadan edemedi. Karnında minik kelebekler uçuşuyordu.


Kreşe İlk Adım

Annesi ve babasıyla birlikte kreşe vardıklarında, kapının önünde birçok çocuk olduğunu gördü. Kimi annesinin elini sıkıca tutuyor, kimi ise bahçede oyun oynuyordu. Öğretmeni, kapıda sıcacık bir gülümsemeyle karşıladı.

“Merhaba Buse, seni görmek çok güzel! Gel, seni sınıfımıza götüreyim.”

Buse önce annesinin elini bırakmak istemedi ama sonra öğretmeninin sıcak sesi ona güven verdi. Derin bir nefes aldı ve ilk adımını attı.


Yeni Arkadaşlar ve Oyunlar

Sınıfa girdiğinde, her yerde oyuncaklar, boyama kalemleri, minik masalar ve sandalyeler vardı. Birkaç çocuk bloklarla kule yapıyor, bazıları ise büyük bir halının üzerinde oturup hikâye kitabı dinliyordu.

Buse, pembe elbiseli bir kızın ona gülümsediğini fark etti. “Merhaba! Ben Ela. Sen de bizimle oynar mısın?”

Buse’nin içindeki heyecan bir anda mutluluğa dönüştü. “Tabii ki!” diyerek yanlarına oturdu. Birlikte kuleler yaptılar, blokları üst üste koyarken kahkahalar attılar.

Sonra öğretmenleri sınıfın ortasına geldi ve “Şimdi hep birlikte şarkı söyleyelim!” dedi. Tüm çocuklar ellerini çırparak neşeli bir çocuk şarkısını söylemeye başladı. Buse başta biraz çekinse de sonra katıldı ve şarkı söylemenin ne kadar eğlenceli olduğunu fark etti.


Küçük Bir Dinlenme

Saat ilerledikçe Buse o kadar çok eğlendi ki zamanın nasıl geçtiğini fark etmedi. Resimler yapmış, bahçede top oynamış ve arkadaşlarıyla gülüp eğlenmişti. Ama bir süre sonra göz kapakları ağırlaşmaya başladı.

Öğretmeni bunu fark etti ve gülümseyerek “Şimdi biraz dinlenme vakti” dedi. Kreşteki minderler yumuşacıktı. Buse, öğretmeninin hafifçe mırıldandığı ninniyi duyarken gözlerini kapadı ve tatlı bir uykuya daldı.


Günün Sonu ve Mutlu Dönüş

Buse, annesi onu almaya geldiğinde gözlerini açtı ve gülümseyerek “Anne! Kreş harika bir yer! O kadar çok oynadım ki biraz uyuyakaldım!” dedi.

Annesi kahkahalar attı. “Biliyorum tatlım, seni çok mutlu görüyorum!”

O günden sonra Buse, her sabah kreşe gitmeyi dört gözle bekledi. Artık hiç korkusu yoktu çünkü kreşte onu bekleyen harika arkadaşları ve eğlenceli oyunları vardı.

Ve böylece Buse, kreşe mutlu bir şekilde devam etti ve her gün yeni şeyler öğrenerek büyümeye devam etti.

SON

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir