Bir varmış, bir yokmuş…
Bir zamanlar, büyük bir ormanın kenarında fakir bir oduncu yaşarmış. İki çocuğu varmış: Hansel ve Gretel. Babaları onları çok severmiş, ancak üvey anneleri çok katı ve acımasızmış. Bir gün, evlerinde yiyecekleri tükenmiş ve üvey anneleri babalarına, “Bu çocukları ormana götürmeliyiz! Onlara bakacak gücümüz yok!” demiş.
Babaları bu fikre karşı çıksa da, üvey anne çok ısrar etmiş ve sonunda zavallı adam razı olmuş. O gece, Hansel her şeyi duymuş. Kız kardeşi Gretel’i uyandırarak, “Merak etme Gretel, bir planım var,” demiş. Sonra sessizce dışarı çıkıp cebini küçük beyaz taşlarla doldurmuş.
Ormanda Kaybolmak
Ertesi sabah, üvey anneleri onları ormana götürmüş. Hansel yürürken fark ettirmeden yolda beyaz taşları bırakıyormuş. Ormanda büyük bir ağacın altında durduklarında üvey anneleri, “Biraz odun toplamamız gerekiyor. Burada bekleyin,” diyerek oradan ayrılmış. Ama geri dönmemişler.
Gretel ağlamaya başlamış ama Hansel, “Merak etme kardeşim, gece olunca ay ışığında taşları takip edip eve dönebiliriz,” demiş.
Gece olunca, Hansel’in dediği gibi olmuş. Ay ışığında taşlar parlamış ve kardeşler yolu bulup eve dönmüşler. Babaları onları görünce çok mutlu olmuş ama üvey anneleri çok kızmış.
Birkaç gün sonra, yiyecekleri tamamen tükenmiş. Üvey anneleri tekrar çocukları ormana götürmeye karar vermiş. Ama bu kez Hansel taş toplayamamış çünkü üvey anneleri onu kilitlemiş. Bunun yerine cebine ekmek kırıntıları koymuş.
Sabah, üvey anne ve babaları onları yine ormana götürmüş. Hansel, yol boyunca ekmek kırıntılarını bırakmış. Ancak, bu sefer bir sorun vardı: Kuşlar kırıntıları yemişti!
Gece olup da eve dönmeye çalıştıklarında, yollarını bulamamışlar. Ormanın derinliklerinde kaybolmuşlar.
Şekerden Ev
Aç ve yorgun halde dolaşırken, karşılarına inanılmaz bir ev çıkmış! Bu ev çikolata duvarlardan, şeker pencerelerden ve kurabiye çatılardan yapılmıştı. Hansel heyecanla, “Gretel bak! Bu ev tamamen yiyecekten yapılmış!” demiş.
Çocuklar aç gözlerle duvarlardan biraz koparıp yemeye başlamışlar. O sırada içeriden yaşlı bir kadın çıkmış. Gülümseyerek, “Ah tatlı çocuklar, buraya gelin, içeri girin, aç olduğunuzu görüyorum,” demiş.
Kadın onları içeri almış, güzel yemekler ikram etmiş ve yumuşacık yataklar hazırlamış. Ama bu nazik kadın aslında kötü bir cadıymış! Çocukları kandırmış ve Hansel’i bir kafese kilitlemiş. Gretel’e de, “Ona yemek ver! Onu şişmanlatmalıyım!” diye emretmiş.
Gretel çok korkmuş ama kardeşini kurtarmak için bir plan yapmış. Her gün cadı Hansel’in parmağını kontrol eder, “Daha kilo almamış, biraz daha beslenmeli,” dermiş. Ama Hansel akıllıca davranıp cadıya ince bir kemik uzatırmış, cadı da gözleri iyi görmediği için onun hala zayıf olduğunu sanmış.
Kaçış
Bir gün, cadı sabırsızlanmış ve “Artık yeter! Hansel’i pişireceğim!” diye bağırmış. Gretel dehşet içinde kalmış.
Cadı fırını yakmış ve Gretel’e içine bakmasını söylemiş. Ama Gretel akıllıymış, cadıya “Nasıl bakacağımı bilmiyorum,” demiş.
Cadı sinirlenerek, “İşte böyle!” diyerek fırına eğilmiş. Tam o sırada Gretel bütün gücüyle cadıyı iterek fırının içine kapatmış! Cadı çığlık atarak ortadan kaybolmuş.
Gretel hemen Hansel’in kafesini açmış ve kardeşine sarılmış. O sırada evin içinde büyük bir sandık bulmuşlar. Sandığın içi altın ve mücevherlerle doluymuş! “Artık fakir değiliz Gretel, babamıza bunları götürelim!” demiş Hansel.
Eve Dönüş ve Mutlu Son
Ormandan çıkana kadar yürümüşler ve sonunda yollarını bulmuşlar. Eve vardıklarında babaları gözyaşları içinde onlara sarılmış. Üvey anneleri ise çoktan gitmiş.
Artık fakir değillerdi ve bir daha aç kalma korkusu yaşamayacaklardı. Hansel ve Gretel zorluklarla dolu bu maceralarından sonra mutlu ve huzurlu bir hayat sürmüşler.
SON